Aktivistler pazarlama bilimini/sanatını kullanmayı öğrenirlerse ne olur?

27 Kasım 2007 Salı

Son günlerde sosyal sorumluluk, sürdürülebilirlik, kurumsal vatandaşlık, üçüncü sektör ve benzeri konular oldukça revaçta. Ben de arada sırada burnumu sokuyorum bu konulara. İnceledikçe daha bir heyecanlanıyorum çünkü bu cephede ilginç gelişmeler oluyor: Aktivistler pazarlamayı öğreniyorlar…

Dünya tersine dönüyor: Birileri firmalara neyi yapıp neyi yapmamaları gerektiğini söylemeye başlıyor…

Günümüzde kar amacı gütmeyen kuruluşlar ve aktivist tüketici hareketleri kendini pek çok alanda gösteriyor. Sürdürülebilir tüketim, atıkların en aza indirilmesi, enerji kullanımında tasarruf, bazı ürünlerin kullanımından kaçınma ve sosyal sorumlu yatırımlar bunlardan birkaçı. Boykotlar, günümüz pazar ekonomisi içinde, tüketicilerin sahip oldukları en büyük silah durumunda. Kar amaçlı işletmeler ve bu işletmelerin karları üzerinden elde edecekleri vergileri düşünen hükümetler, doğal olarak bu boykotlara duyarsız kalamıyorlar. Dolayısıyla, tüketici boykotları, hem kurumsal hem de hükümet politikalarının değişiminde etkili bir güç olabiliyor.

Diğer yandan, kar amacı gütmeyen kuruluşlar da farklı faaliyetlerle firmalar üzerindeki baskılarını arttırıyorlar. Geçtiğimiz aylarda işte bu hareketlerin birisininden, çok kısa da olsa bahsetmiştim sizlere. The Meatrix filmleriyle gündeme gelen Sustainable Table projesiydi bu. Sustainable Table, Global Resource Action Center for the Environment (GRACE) tarafından, tüketicileri fabrikalaşan çiftlik sisteminin yarattığı sorunlara karşı eğitmek amacıyla hazırlanan bir kampanya. Sustainable Table, farkındalık yaratan kampanyalarla, tutundurma faaliyeleriyle ve fabrikalaşan çiftlik sistemi için elle tutulur çözümler üreterek, sürdürülebilir yiyecek için talebi arttırmayı ve tüketicileri eğitmeyi amaçlıyor.

Hazırlanan Meatrix filmleri bugüne kadar tüm dünyada 10 milyondan fazla izleyiciye ulaşmış, 25 dile çevrilmiş, dünyanın değişik yerlerindeki film festivallerine davet edilmiş ve 2005 Webby Award başta olmak üzere onlarca ödül almış (diğer ödüllere buradan bakabilirsiniz).

Beklenmedik bir Mücadele Yolu

Peki ama Sustainable Table nasıl oluyor da yüzlerce benzer kampanya içinden öne çıkmayı başarıyor. Cevabı aslında çok basit. Karşı oldukları güçler tüketicilere nasıl ulaşıyor ve onları etkiliyorlarsa onlar da aynı yollarla tüketicilere ulaşmışlar. Yani pazarlama aracılığıyla. Ama büyük firmalardan çok daha ucuza buldukları bir yöntemle, Ağızdan Ağıza İletişimle (wom).

Aslında işin buralara gelmesi doğrudan kendilerinin değil, kendileri gibi aktivist bir tasarım firmasının çabalarıyla olmuş. Free Range Graphics; yeteneklerini cheeseburger veya spor ayakkabı satmak için kulanmak yerine, sürdürülebilir ve iyi bir gelecek yaratmak için çalışan kuruluşlara hizmet vermeyi tercih eden bir firma (aşağıdaki resimde bu firmanın storewars isimli bir başka çalışması yer alıyor). Bu firma 2003 yılında kar amaçlı olmayan yüzlerce firmayı, yapacakları bir bağış için davet etmiş. Bu bağış, ücretsiz bir flash film hazırlanmasını içeriyormuş. Elemeler sonrasında kazanan GRACE’in Sustainable Table programı olmuş. Sonuç ise, onlarca ödül kazanan the Meatrix filmi olmuş.

Sadece film yetmez…

Filmler inanılmaz bir basitliğin yanında popüler bir film olan Matrix’in karakterlerinin süper çiftlik kahramanlarına dönüştürülmesi nedeniyle de büyük bir ilgi kazanmış. Kampanya kapsamında yapılan çalışmalar bununla bitmiyor. Kampanya ağırlıklı olarak internet üzerinden sürdürüldüğü için oldukça kapsamlı ve etkileşimli bir internet sitesi hazırlanmış. Bu siteden Sustainable Table’ın neyi savunduğunu ayrıntılı olarak öğrenmekle kalmıyor aynı zamanda onlara katılmak ya da destek olmak için neler yapabileceğinizi de öğreniyorsunuz. İşte kampanyanın yayılmasındaki en önemli unsurlar da burada sunulan seçeneklerde yatıyor. Kampanyaya destek vermek ve yaymak için neler mi yapılabiliyor;

  • Link vermek: Bu işi olabildiğince kolaylaştırmışlar. Hazır bannerların yanısıra kullanılabilecek hazır metinler de var. İster sitenizde, ister blogunuzda, isterseniz arkadaşlarınıza mail atarken bu hazır bannerarı ve metinleri kullanabiliyorsunuz. Hiçbir zahmete gerek yok yani anlayacağınız.
  • Yazı hazırlamak: Sadece bannerla kalmayın, film ve fabrikalaşan çiftlikler hakkındaki düşüncelerinizi de paylaşın sayfalarınızda diyorlar. Bunun için de size bazı ipuçları sunuyorlar. Neler hakkında yazılar yazabileceğinizi, yazınızı süslemek için kullanabileceğiniz grafikleri de beraberinde sunuyorlar.
  • Filmi izlettirmek: Filmi sadece arkadaşlarınıza göndermekle kalmayın, bölgenizdeki sinemalardan da gösterimi için talepte bulunun diyorlar. Tahmin edebileceğiniz gibi sinemanın sahibiyle konuşulacaklara ve film formatlarına kadar her türlü detayı anlatıyorlar. Broşürleri ve posterleri de hazırlayıp gönderiyorlar. Bir de hediye mug veriyorlar üstüne.
  • Sticker ve posterler: Sayfadan indirip basabileceğiniz stickerlar ve posterler var. Bunları basıp çevrenizdeki dükkanlara asabiliyorsunuz. Elbette bunların asılabileceği yerlerin de, hani bazıları aklınıza gelmez diye, bir listesi eklenmiş hemen altına.
  • Filmi gösterin: Sadece sinemalarda değil kendinizin düzenleyeceği film gösterimleri ile de destek olabilirsiniz diyorlar. Ssöylemeye gerek var mı bilmiyorum ama ne tür toplantılar olacağını da kısaca sıralayıvermişler.
  • Blog: Ve elbette Sustainable Table’ın bir de blogu var. Bloga yorum yazabilir ya da bloga kendi blogunuzdan link verebilirsiniz. Moopheus’a da MySpace üzerinden ulaşabilirsiniz.

En güzel çalışmalarını sona sakladım. Tüm bu yaptıklarınız sonrasında Pill Points (Hap puanlar) kazanıyorsunuz. Gerçi sayfadan bu puanlarla ne yapılacağını tam anlayamadım ama arkasında yine esprili bir fikir olduğuna inanıyorum. Bir yandan pazarlamayı kullanıp bir yandan da dalga geçiyorlar sanki… (Bu hap puanların esprisini anlamadıysanız gidip filmi izleyin lütfen.) Tüm bunların yanında zekice hazırlanmış başka faaliyetler de var tabi. Sürdürülebilir yemek partileri bunlardan sadece birisi. Daha onlarca yolla bu kampanyayı yaymanız için önerilerde bulunuyor site.

Şimdi merak ediyorsunuzdur, bu kız lafı nereye getirecek diye. Siz merak etmeye devam edin efendim. Bu yazı çok uzadı. Arkası yarın diyoruz ve burada kesiyoruz. Bu yazıdan öğrenilecek şey ise, kar amacı gütmeyen kuruluşların da pazarlamayı kullanmayı en az diğer büyük firmalar hatta belki de onlardan daha iyi öğrendikleri. Bu noktayı unutmayın zira yazıya kaldığım yerden devam ededeğim.

Şimdilik sağlıcakla ve izlemede kalın.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Hello!

Im a newbie here, although i have been watching on the sidelines for a little while.
Im a part time librarian, love baking and my wesie Daisy. I also am way too excited about Christmas for words!!
I cant wait to get on here some more and 'meet' lots of new people!

Keep smiling, Dennis from [url=http://www.myonlinepayday.com]Personal Loans[/url] website!